NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
هَارُونُ
بْنُ عَبْدِ
اللَّهِ
حَدَّثَنَا
هِشَامُ بْنُ
سَعِيدٍ
الطَّالْقَانِيُّ
أَخْبَرَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ الْمُهَاجِرِ
الْأَنْصَارِيُّ
قَالَ حَدَّثَنِي
عَقِيلُ
ابْنُ
شَبِيبٍ عَنْ
أَبِي وَهْبٍ
الْجُشَمِيِّ
وَكَانَتْ
لَهُ صُحْبَةٌ
قَالَ قَالَ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
تَسَمَّوْا
بِأَسْمَاءِ
الْأَنْبِيَاءِ
وَأَحَبُّ
الْأَسْمَاءِ
إِلَى اللَّهِ
عَبْدُ
اللَّهِ
وَعَبْدُ
الرَّحْمَنِ
وَأَصْدَقُهَا
حَارِثٌ
وَهَمَّامٌ
وَأَقْبَحُهَا
حَرْبٌ
وَمُرَّةُ
Sahabilerden olan Ebu
Vehb el-Cüşemî'den (rivayet edildiğine göre) Rasûlullah (s.a.v.) şöyle
buyurmuştur:
"(Çocuklarınızı)
Nebilerin isimleriyle isimlen(dir)iniz.İsimlerin Allah'a en hoş olanları
Abdullah ve Abdurrahman'dır. En doğru olanları Haris ile Hemmâm'dır. En çirkin
olanları da Harb ile Mürre'dir."
İzah:
Buhârî, edeb. Müslim,
adab; Tirmizî, edeb; Darimî, istizan; Ahmed b. Hanbel, II, 24, 128, İbn Mâce,
edeb 30.
Bilindiği gibi Abdullah,
Allah'ın kulu, Abdurrahman’a Rahmân'ın kulu, anlamına gelmektedir, Bu bakımdan
bu isimlerde Allah'ın rububiyetinin, bu ismi alan kimselerin de kulluklarının
itirafı vardır. Binaenaleyh bu isimleri taşıyan kimselerin her çağınlışlarında
bu iki gerçek dile getiriliş olur. Yüce Allah'ın Kur'an-i Keriminde Rasûlunden
"abd-kul" ismiyle bahsetmesi[İsrâ 1] de bu ismi ne kadar çok
sevdiğinin bir delilidir.
Sindî'ye göre,
mevzumuzu teşkil eden hadis-i şeriflerde anlatılmak istenen "Nebiin
isimlerinden sonra Allah'a en sevimli gelen isimlerin Abdullah ve Abdurrahman
isimleri olmasıdır."
Netice itibariyle
Allah'a en sevimli gelen isimler, Nebi isimleridir. Sonra Abdurrahman ve
Abdullah gibi Allah'a izafe edilmiş abd kelimesi taşıyan isimlerdir.
Metinde geçen
"esdaku" kelimesi en doğru anlamına gelir. Buna göre müsemmasını
(sahibini) ifade etmesi bakımından "en doğru" isim gerçekten Haris ve
Hemmâm isimleridir. Çünkü "Haris", kazanan demektir. Nitekim Hars
kelimesi, Şura suresinin 20. âyetinde de bu manada kullanılmıştır. İnsanın en
belirgin vasfı kazamcıhğıdır. Bilindiği gibi kul, kâsib (kazanıcı)dır. Allah
ise halik (yaratıcı)dır. Hiçbir kul, bu Özellikten ayrılamaz. Bütün
hareketlerinde, müsbet veya menfi olarak kazamcı olmaktan uzak kalamaz. Yani ya
hayır, ya da şerr kazanmış olur.
Harb, savaş anlamına
gelir. Mürre ise acılık demektir. Savaşın yüzü soğuk, acılığın yüzü ve sevimsiz
olduğundan bu isimler yüce Allah'ın hoşuna gitmemişlerdir.